27 Ağustos 2012 Pazartesi

THE TSUKIJI MARKET yani TOKYO BALIK PAZARI

 

Tsukiji Balık Pazarı dünyanın en büyük balık hali olarak selamlıyor Tokyo'yu her gün yeniden ve yeniden. Şehirseverlerin sessizce ve mümkün olduğunca ayakaltında dolaşmadan keşfetmesi için. Neler neler satılmıyor ki tezgahlarda. Bir kısmını tanıyorum, bir kısmını yemekten büyük bir keyif alıyorum ama utanarak söylemeliyim bir deniz memleketi kızı olarak büyük bir kısmını da tanımıyorum tezgahta duran ve bazen korkarak fotoğrafladığım asla yiyemeyeceğim deniz canlılarını. 








Sabah çok erken gidilmesi gerekiyor Tsukiji'ye. Bunu öğrenince tur arkadaşlarımızla otelden çıkış saatini sabah 04.00 olarak belirledik, uyanamama korkusuyla uyuduk o gece, tavşan uykularımızı takınarak. Zaten sadece 6 Şehirkolik olabildik Tokyo'nun Balık Pazarını keşfe hazır. 









İşlerini büyük bir keyifle yapan Japon Balıkçılar takdiri hak ediyor 








Açık arttırma ile dünyanın her yerine satılan deniz canlılarını fotoğraflamak için izin vermiyorlar, kıyısından köşesinden fotoğrafladığım kadarı ile yetiniyorum. Zaten açık arttırmanın yapıldığı bölüme girmek de yasak!

Kesinlikle yaşanması gereken bir deneyim Tsukuji Balık Hali. Uykusuzluğa da, taksiye verdiğiniz oldukça yüksek ücrete de değiyor doğrusu. Ruhunuz karşılığını fazlası ile alıyor.  Yolunuz Tokyo'ya düşerse gidin ve ruhunuzu doyurun, akşam yiyeceğiniz yılan balıklı Suşi ile zaten karnınız da doyacaktır :))  

Meraklısı için : Tsukiji Market

*** Fotoğraflar ;  nAifctarafından  Mayıs 2009 tarihinde Tokyo'da çekilmiştir ... 

26 Ağustos 2012 Pazar

YÜREĞİMDE TAŞIDIĞIM ŞEHİRLER ; AMSTERDAM

AMSTERDAM 
Edepsiz , sınır tanımaz ama , her sınır tanımayan gibi capcanlı , dinamik , ne dişi , ne erkek , hem dişi - hem erkek , gününü gün ederken , geceyi yaşamayı da seven , estetik ve entellektüel , sevgiden çok aşktan anlayan ve aşktan yana tavrı olan AMSTERDAM . Neşeli , uçarı , insancıl , nerede akşam orada sabah , özgür ruhlu , aklı beş karış havada AMSTERDAM . Yolunu kaybedenlerden çok , nereye gittiğini bilenlerin buluştuğu kent . Lale renkli , lavanta kokulu , kimseyi reddetmeyen bu kenti siz de reddedemiyor ve aşkına karşılık veriyorsunuz , ateşli sarılmanızla .



Her sokağını içinize çekiyorsunuz öpücüklere boğarak . Yetmiyor , yüreğinizde varolan şehirleri söküp atıp , kuvvetlice AMSTERDAM'ı yapıştırıyorsunuz damarlarınıza !!! O kadar yetmiyor ki ne yaparsanız yapın , karar veriyorsunuz en kısa zamanda tekrar gelmeye bu şehre . Hem de uçağınız henüz havalanmaya bile başlamadan . Bu şehir bir kez daha gelmenizi emrediyor , gel sevişelim diyor hem gündüz , hem gece , hem ayışığı sonatıyla , hem gökkuşağı  aydınlığında . Yağmur da yağsa , güneş teninizde yaralar da açsa , yetemiyorsunuz . Kırmızı ile çizilemiyor bu şehir haritada . Bu şehir , insancıllığı , çiçekleri , müzeleri , pozitif enerjisi , bisikletli insanları , elmalı turtası , karnaval sesleri , ressamları , kraliçesi , peynirleri ve peynir için aksesuarları , "coffee shop"ları , kanalları , romantikliği , tahta ayakkabıları ve "pancake"leri ile taht kurmakta "Şehirkolik Seyyahların rotasında"