Roma'daki 3. günümüzde Gezi Planımız Vatikan , Vatikan Müzeleri , Castel Sant'angelo ve Tebere nehri (Tiber Nehri ) kıyılarında dolaşmak .
Kahvaltımızın ardından , Vatikan yollarına düştük , ancak , San Pietro Bazilikası'na girmek için hatırı sayılır kuyruk bekleyeceğimizi düşünüp ,
"Şehri arşınlayarak gezmeyi seven Şehirkoliklerden " olduğumuz halde taksiyi tercih ettik . Kaldığımız Otel Regio , Termini Tren İstasyonu yakınlarında . Dolayısıyla , Vatikan'a gitmek için Tebere nehrini geçmek gerekiyor , Vatikan , Tebere nehrinin diğer yakasında kalıyor .
Günlerden Cumartesi sabahı olduğu için olsa gerek San Pietro Meydanında oluşan Kuyruk yine düşündüğümüzden çok daha makuldu . Yaklaşık 20 dakika içinde kendimizi San Pietro Bazilika'sının içinde bulduk . San Pietro Meydanı , Roma'daki en ünlü Meydan . Hem de başka bir Ülkenin meydanı olmasına rağmen . Meydanı İtalyanlar değil , Vatikanlı polisler koruyor . Papa'nın korumasını ise ne İtalyan'lar , ne Vatikan'lılar üstlenmiş durumda . Papa'yı yaklaşık 500 yıldır Katolik olması şartı ile İsviçreli özel Muhafizlar koruyor hem de hala Michelangelo tarafından tasarlanmış olan çok renkli kıyafetleri ile .
San Pietro Meydanı , Mimar Bernini tarafından kocaman bir anahtar deliği şeklinde yapılmış ve meydanı dolduran herkesin , Papa'yı konuşması esnasında rahatça görebilmesi esasına göre tasarlanmış . Bu arada bu anahtar deliğine ait anahtarlar Aziz Paul'un elinde . Biri Cennetin anahtarı , diğeri cehennemin .
San Pietro Kilisesi , kuşbakışı bakıldığında "Haç" şeklinde yapılmış . Daha girerken vuruluyorsunuz Kapılarına . Kilise'ye adım atar atmaz hissettiğiniz ise "İhtişam" . Büyüklük konusunu kendileri de dert edinmiş durumda anladığım kadarıyla , San Pietro'nun , dünyanın en büyük Kilisesi olduğunu göstermek için Papalık tahtından Kilisenin kapısına kadar uzanan yolda , geçmişten günümüze kadar dünyanın en büyük Kiliselerinin isimlerini Altın Harflerle yere yazmış ve büyüklüklerini o Kiliselere göre tanımlamış durumdalar . En sonda , yani , San Pietro Kilisesinden bir önce en büyük Kilise hangisi dersiniz ??? Papalık Tahtına en yakın olarak ismi yazılı olan Konstantinopolis'in Ayasofya Kilisesi . Zaten , yere bütün bu bilgileri işlemiş olmalarının hedefinde , Ayasofya'dan ne kadar azametli olduklarını göstermenin yattığını düşündürtüyorlar benim gibi İstanbul tutkunlarına . Oysaki , San Pietro'nun güç gösterisine asla ihtiyacı yok . Zaten çok etkileyici , hem büyüklüğüyle , hem mimari açıdan , hem barındırdığı sanat eserleriyle , hem de hristiyanlığın merkezi olması dolayısıyla burası büyük bir iz bırakıyor Şehirkoliklerde .
Michelangelo da , San Pietro Kilisesinde çok önemli izler bırakmış . Bunlardan en etkileyici olan ünlü PİETA Heykeli . Meryem Ana'nın , çarmıha gerilip , ruhunu teslim etmiş olan Hz. İsa'nın naaşını kucağında izleyicilere sunduğu bu ünlü Heykeli , Fransız Piskopos Jean Bilheres , San Pietro'daki mezarı için Michelangelo'ya sipariş etmiş . Michelangelo , saflığını simgelemek için Meryem Ana'yı genç olarak betimlemiş . Ayrıca , Michelangelo , bir tek bu heykele imzasını atmiş olduğu için bu imza Heykel'i daha da önemli kılmakta . Ancak , Dünya mirası listesindeki bu heykele 1970'li yıllarda Vandalist bir öğrenci tarafından zarar verilmiş (Rehberimiz heykelin parmaklarından birini kırdığını söyledi ) . Bu yüzden "Pieta" camekanda sergilenmekte . Fotoğraf açısından istediğiniz görüntüyü yakalayamıyorsunuz belki ama , saldırılara karşı korumaya almaları kaçınılmaz .
 |
Ayasofya'nın San Pietro'daki izi . ( Bakış açısına göre resmin
orijinalini bozmadan paylaştım ) |
 |
Her bir şekil , temsil ettiği Kilisenin ,
San Pietro'ya göre büyüklüğünü fiziksel olarak
göstermekte . San Pietro Kilisesinden
sonraki Kilise İstanbul'daki Ayasofya ... |
 |
San Pietro'nun heybetinin karşısında duramamış
hiç bir Kilise |
San Pietro Kilisesindeki en ilginç ritüellerden biri , üzerinde sade bir Haç'ın yer aldığı girişin yakınlarındaki duvarın her 100 yılda bir kırılması ve kapının açılması . Bu kapıdan geçme şansı bulan Hristiyan'ların günahlarından arındığına inanılıyor .
 |
Haç'ın durduğu duvar , her 100 yılda bir kırılıyor
ve kapı açılıyor . Bu kapıdan geçen Hristiyanların
günahlarından arındığına inanılıyor . |
 |
Michelangelo'nun ünlü heykeli PİETA |
 |
Maalesef 1970'li yıllarda Vandalist bir öğrenci
tarafından zarar verildiği için PİETA Camekan'da
sergilenmekte |
 |
Papalık Tahtı |
 |
Kilisenin büyüklüğünü açıklayabilecek bir resim bu
Tavana yakın yerdeki harflerinin yüksekliği 1,75 m ...
Yani , ortalama bir insan boyunda , her bir harf ... |
 |
Meleğin ayağına dokunmak , bu da bir başka
inanış |
 |
Tavan detayı |
 |
Kapı detayları |


Kızım çok istediği için onu kıramayıp "KUBBE"'ye çıkmayı kabul ettik , hem de asansörle çıkmak istemediği için merdivenlerden çıkmayı göze alarak , o an için yaklaşık 320 basamağın bizi beklediğini bilmediğim gibi , çok dar alanda , kısa adımlarla , nefes alamamanın dayanılmaz baskısı ve kasvetli bir yolculukla Roma'nın en iyi manzarasına ulaşacağımı da bilmeden ... Yolun kaçıncı basamağın daydım bilmiyorum , birden bütün enerjim bitti , ne ileri , ne geri ... Önümüzde Kubbeye çıkmaya çalışan Hristiyan memleketlerinden bir Turist Kafilesi , arkalarından 3 Türk Müslüman biz ve hemen arkamızda 7 Snop Fransız ... Ben fenalık geçirip ne yapacağımı bilemeden bir nefes alacak boşluk ararken , kızım da etkilendi ve birkaç dakikalık panik ardından , Fransızların da yardımıyla sarmal merdiven etrafında dışarıya açılmış olan pencerelerden birine yapıştık ve enfes Roma'yı seyrederek soluklandık . Tabii kızıma veryansın etmeye başladım ... Bu kadar zorlu bir yolculuk olduğunu bilseydim başlamazdım ana fikri ile . Satır satır günlerce Vatikan ve Roma'yı okurken tek atladığım Vatikan'da Kubbeye çıkarken 320 basamak bulunduğu . Atladığım bu detay , ailemizde bir faciaya yol açabilecekken , Kubbe'nin kapısından dışarı adım atar atmaz karşılaştığım eşsiz ROMA manzarası karşısında büyülendim ve kızıma eğer Kubbe'ye beni çıkartmasaydın Roma'yı eksik keşfetmiş olacaktım dedim . Teşekkür edip , öpüp koklamaya başladım . Yine de , eğer kapalı alan korkunuz varsa veya kalbiniz yeterince sağlam değilse , hele hele panik ataklarınız oluyorsa , Kubbe'ye asla merdivenlerden çıkmamalısınız . Bende de , kızımda da bunların hiçbiri olmadığı halde , hem yorgunluktan , hem çok dar ve gittikçe daralan merdiven boşluğunda tırmanmaktan sonunu çok zor getirdik Kubbe'nin , hem de Kaşif Şehirkolikler olmamıza rağmen .










Kocaman bir Anahtar deliği - Vatikan Meydanı
 |
Vatikan Müzeleri |
Kubbeye çıkarken Fiziksel ve Ruhsal panik yaşamayacaksanız mutlaka çıkmalısınız , Vatikan da , Roma da bir başka güzel yüksekten . Bir günde gezebileceğiniz , anlayıp içinize sindirebileceğiniz bir yer asla değil Vatikan , San Pietro ve Vatikan Müzeleri . Bize yetmedi , ilk fırsatta bu seyahati tekrarlayacağız kızımla .
Ve gezi haritanızı çıkartırken mutlaka ama mutlaka Vatikan Müzelerini dahil edin . Sistina Şapel'den etkilenmemek , Rafael'in eserleri karşısında saygı duruşunda bulunmamak elde değil . Gördüğüm heykellerden de büyülendim , tablolardan da . İtalyanlar , bütün sahip oldukları değerlere gerektiği gibi sahip çıkmışlar , korumuşlar ve son derece titiz ve önemseyerek sergiliyorlar .
Hala kızmaktayım kendime , Roma'ya neden bu kadar geç kaldım diye .
***Fotoğraflar ; nAifce tarafından 2012 Ekim Ayında ROMA - VATİKAN - NAPOLİ ve POMPEİ ' de çekilmiştir ...