23 Aralık 2014 Salı

PRAG'da NOEL SOKAKLARI



Bir masal kentin noel zamanı büründüğü renkleri, kokuları, ışıkları, sesleri, sunduğu tadları yaşamak için Bohemya'nın Kristal şehri Prag, beklentinin çok üzerinde sunumlarla karşılıyor  "Şehrin kahramanı olarak gezmeyi sever" Şehirkolikleri… 

Uçaktan indiğiniz andan itibaren kendi masalınızı yazmaya başlıyorsunuz ki elbette esas kız veya esas oğlan sizsiniz bu narin şehirde, üstelik içiçe pek çok masal ve masal kahramanı olduğu ve sizin masalınıza karıştıkları halde :))



Eski şehir meydanında; ışıl ışıl ve tarçın/portakal/kestane kokulu "Noel Pazarı - Vanocni Trhy" Avrupa'nın en ünlü ve turist çeken Astronomik Saatinin (Prazsky Orloj) popülerliğini bile almış elinden, baş köşeye kurulu. Meydanın tam ortasındaki Çam ağacı hala kendisine inananlar için Noel Babanın  bırakacağı hediyeleri bekliyor.  
Noel Pazarının geleneksel içkisi Sıcak Şarap - Punch ve Noel çörekleri ise Trdelnik.



 Trdelnik üzeri toz şekerle kaplanmış silindirik hamur, hamuru ortasından kalın şişe geçirerek ateşte döne döne kızartarak pişiriyorlar. Birkaç halkalık boğumu bir porsiyon ve peçeteye sarıp servis ediyorlar, sonrasında lezzetli dakikalar başlıyor.
 4 gün boyunca hergün değişik bir tezgahta yapılan Trdelnik'i denedik kızımla.   
Trdelnik 60 Koruno yani 2,5 Euro. 










Trdelnik biraz fazlaca şekerli olduğundan dengelenmesi için çay/kahve içerek yenilmesinde fayda var. İlk gün bilemedik ve sıcak şarap ile birlikte yedik, ikisi de tatlı olduğundan biz pek de birbirine yakıştıramadık.


Eğer canınız tuzlu birşeyler isterse seçeneklerinizden biri Patatesler; ister şişe geçirerek kızartılmış kıvrım kıvrım, ister ateş üzerinde dilim dilim.


Diğer tezgahlara göre önünde kuyruk oluşmasa da, İstanbul'un kış görüntülerinin en güzellerinden biri olan Kestaneciler, Prag Noel Pazarında da yerini almış durumdalar.


Prag Kalesi, Prag Turlarının başlangıç noktasıdır, bu çam ağacı Aziz Vitus Katedralinin arka tarafındaki meydanda bekliyor Noel babayı.  



Prag'ın masal kent olduğunu ispatlayan gotik Tyn Kilisesi Aralık Ayına ve manzaraya daha da yakışıyor :)




Eski Şehir meydanında her yer ışıl ışıl, melekler yeryüzünde günlük hayata karışmış 


Ara sokaklarda hangi kareyi çekeceğimizin telaşı ile kaybolurken Prag'da, objektifimize iki isim düşüyor bir cafenin camından. 

Gülümsetiyor bizi ve dokunuveriyoruz hemen deklanşöre, karda izini bırakan Aşk bu önünde eğildiğimiz...  


Dora ve Michelle'in aşkını geride bırakıp kendi aşkımızı düşünürken, bu defa bir vitrindeki Ding Dong vuruyor en derinden. Geçmişin en renkli oyuncağı Hacıyatmaz noel vitrinini süslüyor dünyanın en güzel köprülerinden biri olan Charles Köprüsüne (Karluv Most) çıkan ara sokakların birinde. 


Prag'da eski zamanlarda evler numara ile değil, resimlerle adlandırılıyor. Evin üzerinde bulunan resimlerden o evde oturanların da ne işle meşgul oldukları anlaşılıyor. 


Prag'lılar Katolik ama, dine aşırı düşkün oldukları söylenemez, bununla birlikte Noel'e oldukça düşkün, Noelin dini figürleri de sokaklarda hemen her yerde karşınıza çıkıyor. 


Sergi afişleri ve Kuklacılar, bu masalın önemli rollerinde. 






Kısa bir mola vermek için Charles Köprüsünün üzerindeki "U Tri Pstrosu" otelinin cafesini tercih ediyoruz, buraya oturmamızın asıl nedeni Köprü üzerinde Jazz yapan müzisyenlerin olması. Caz yapan topluluğun adı "Jazz No problem Praha” doyulmaz müziği eşliğinde lattelerimizi yudumlarken ruhumuz dinleniyor.


U Tri Pstrosu yani, Üç Devekuşu Otelinin "Şehri Edebiyatçı kimliği ile dolaşmayı sever Şehirkolikler" için en önemli anlamı Nazım Hikmet'in Prag'da kaldığı otel olmasıdır bu arada.


Uzunca bir süre Caz dinledikten sonra 300 Koruno yani yaklaşık 30 TL'ye CD'lerini alıyoruz İstanbul'a hediye etmek için bu sokak "Czech Jazz Band" 'çılarının ve yollara düşüyoruz yine... 



Prag'daki Shakespeare Kitapevi, Prag Kalesinden Charles Köprüsüne giden yolun üzerinde ve Çek edebiyatının İngilizce çevirilerini bulacağınız bir mekan, Avrupa'da bir çok şehirde şubeleri olan Kitapçının en büyük özelliği satınaldığınız Kitaplara "Zero Point-Shakespeare" damgası vuruyor olması. 


Charles Köprüsünün heykellerine Prag'lı martılar arkadaşlık ediyor 



Karluv Most diğer adıyla Charles Köprüsünün altından geçen nehir Vltava.
Vltava kimbilir kaç dileğin gerçekleşmesine de tanıklık ediyor :))




"Prag'da Noel" masalını bitirdiğinde bir daha diye anlatmasını isterdim annemden, hem de uyumayacağım diye tutturarak çocuk olsaydım eğer. 

"Her güzel elbet biter" bunu öğreniyor insan dünyadaki yaşadığı günler çoğaldıkça ama başka bir güzellik bekliyordur bir yerlerde başlamak için bizleri bunu da öğreniyoruz.
Uçağımız İstanbul'a doğru yol alırken el sallayıp vedalaşıyoruz Prag'ın Noeli ile uçağımızın penceresinden.   

"Her şehrin bir hikayesi vardır Prag hariç, Prag bir Masaldır çünkü

***Fotoğraflar ;  nAifce tarafından 2014 Aralık Ayında Prag, Karlovy Vary, Terezin ve Dresden'de çekilmiştir ...

6 Aralık 2014 Cumartesi

FİLM EDİTÖRÜ

THE END


"FİLM EDİTÖRÜ" Sayfamı Sinema tutkum nedeniyle yeni bir bloğa dönüştürdüm. 

http://kathleenandjoe.blogspot.com.tr/

"PEK YAKINDA" "MUTLU SONLAR" "KOSTÜM MAKYAJ MÜZİK" "SANAL AFİŞLER" ve "FESTİVALLER"
Halen yapım aşaması devam ediyor ama, 
KATHLEENANDJOE.BLOGSPOT.COM'da  buluşmak ve SİNEMA'ya ait herşeyi paylaşmak ümidiyle:)) 

3 Aralık 2014 Çarşamba

BEATRIX POTTER ve TAVŞAN PETER, ÖRDEK JEMIMA, TİLKİ BAY TOD ...


"Miss POTTER" filmini bitirdiğimde, bazı insanların varlığı ile dünyanın daha pırıltılı bir hale dönüştüğünü düşündüm, o insanlar yeryüzünü kendi renkleri ile boyadıklarından, "yaşamak" rengarenk hale gelmekte sanırım tüm insanlık için...
  
Renee ZELLWEGER ve Ewan MC GREGOR'un başrollerini paylaştığı, Chris NOONAN'ın yönettiği 2006 yapımı film, İngiliz Çocuk Kitapları Yazarı ve İllüstratör Beatrix POTTER'in hayatını anlatıyor...
Beatrix, tutucu İngiliz geleneklerine karşı durarak, evinin hanımı olmak yerine, doğa ve çevre bilimci bir hayalperest olmayı tercih ediyor, gelenekçi İngiliz erkeklerine de kendini kabul ettirerek, çizimlerini yaptığı kitabını, 1901 yılında Frederick Warne and Co. Kitapevi ile anlaşarak yayınlıyor. Kitapları kısa zamanda hak ettiği şöhreti ve kazancı getiriyor Beatrix'e. Yayımcısı Norman WARNE ile duygusal ilişkisi, 1905 yılında Norman'ın ani ölümü ile son buluyor ve Beatrix düştüğü bunalımdan kurtulmak için, varlıklı ve aristokrat bir aileden gelmesine rağmen, Lancashire - Windermere'de kendi kazancı ile aldığı taşra evinde yaşamaya başlıyor. Hayatının geri kalan kısmında doğa ve çevre için çalışmaya devam ediyor. 1913 yılında Avukat William HEELİS ile evleniyor. Evlendikten sonra bir daha yeni kitap yayınlamıyor ama, Kitapları ve çizimleri ile pek çok çocuğun hayalgücünü geliştirmeye devam ediyor 1901'den bugüne...

Beatrix POTTER'ın kitapları ile değil, kahramanları ile oldu ilk tanışmam, koleksiyonum için almış olduğum bir seri Yüksükte Beatrix'in yarattığı Tavşan Peter, Ördek Jemima, Kirpi Bayan Tiggy-Winkle, Tavşan Benjamin, Sincap Nutkin, Tilki Bay Tod, Fare Terzi Gloucester vardı...


 Yaratmış olduğu kahramanlardan geriye giderek buldum ve sevdim bu hayalleri ile dünyayı başka renge boyayan ve hem cinsleri için örnek olan Kadını...

26 Kasım 2014 Çarşamba

FİKRET MUALLA ve AMEDEO MODIGLIANI yada İKİ BOHEM


Son sayfayı okuyup kitabı bitirdiğimde keşke diye düşündüm, "Fikret Mualla" ile hayatın kenarda köşede kalmış zamanlarından birinde bile olsa tanışma fırsatım olsaydı, hele de kendini çok yalnız hissettiğinde ve bir kadeh şarap ile sigara molası vermek istediğinde olsaydı bu karşılaşma, hem de aşırılıklarını yaşadığı kentte, Paris’te. Sonra kızımı aradı  Karacaahmet'e gittiğimiz zaman bulalım ve ziyaret edelim diye, hiç düşünmeden peki dedi.

Hıfzı Topuz'un yeni kitabı "Paris'te bir Türk Ressamı Fikret Mualla'nın yaşamı"'nı bir solukta okuyup bitirdim. Kitabı okurken Fikret Mualla'nın bohem hayat tarzı nedeniyle olsa gerek 
"Amedeo Modigliani"'yi düşündüm ve karşılaştırdım.

Fikret Mualla; Türk, bohem, alkol bağımlısı, ressam ama değeri sonradan anlaşılanlardan, Paris'te sönen yıldızlardan...    
   
Fikret Mualla (1903-1967)

Fikret Mualla 

Fikret Mualla 

Fikret Mualla

Modigliani; yahudi, bohem, verem ve tüberküloz, uyuşturucu bağımlısı, ressam ama değeri sonradan anlaşılanlardan, Paris'te sönen yıldızlardan ve üstüne üstlük genç yaşta göçüp gidenlerden...

 
Amedeo MODIGLIANI (1884-1920)

Amedeo MODIGLIANI

Bohemlikleri, kaderleri bu iki ressamın.
Tabloları, desenleri, heykelleri uzaktan yakından benzemiyor ama sanırım hayata tutunuş biçimleri aynı ve aç geçirdikleri günlerde ruhlarını resimleri ile doyuruyorlar.

Modigliani ile üniversiteye giriş sınavına çalışırken tanıştım, devam ettiğim dershanedeki Türkçe öğretmenim, sınava hazırlanırken Edebiyat Dergilerinden birini takip etmemin çok faydasını göreceğimi söyleyip, "Milliyet Sanat Dergisi"'ni önerince, aralıksız 4 yıl ve sonrasında da zaman zaman devam eden bir alışkanlığa dönüştü Milliyet Sanat Dergisi.

Türkçe sınavında kaç soruyu cevaplamamda yardımı olduğunu hatırlamıyorum derginin ama hayatı başka türlü görmemi sağladığı muhakkak. Modigliani ile tanıştığım dergi artık kütüphanemde değil belki ama belleğimdeki yeri sanırım herşeyin üzerinde yerini almış durumda.  

Birgün Paris'te, Ressamlar tepesinde dolaşırken sokak ressamlarından birine takıldı gözüm. Önünde oturan 50'li yaşlarında oldukça zarif bir hanımı çiziyordu kara kalem, hangi ülkeden geldiğini soruyordu bir yandan da. Zarif sarışın kadın, Lüksemburg'dan geldiğini söylerken, resmi görmek için çabalıyordu. Ressam inatla kadına göstermedi çizdiği portreyi, bana nasıl oluyor der gibi göz kırparak, konuşmaya devam ediyordu, dayanamadım ve tek kelimelik bir cümle kurdum herkese herşeyi açıklayan: “Modigliani"

                               Fikret Mualla'nın çocuk resimlerini sevdim hep
Fikret Mualla 

Modigliani'nin uzun boyunlu naif insanlarını da
  
  Amedeo MODIGLIANI                          
                                           (Jeanne HEBUTERNE-Sevgilisi ve Modeli)

Amedeo MODIGLIANI 
(Leopold ZBOROWSKI)

Amedeo MODIGLIANI 
(Kendi Portresi)

Amedeo MODIGLIANI 
Harlequin

Amedeo MODIGLIANI 

Amedeo MODIGLIANI 

Amedeo MODIGLIANI 

Amedeo MODIGLIANI 

Amedeo MODIGLIANI 
Soutine

Amedeo MODIGLIANI 

Amedeo MODIGLIANI 
The Gypsy 

Bu iki aykırı adam dünyayı kendilerine ait renklerle ve desenlerle boyadılar. Bıraktıkları izler hem naif, hem bir o kadar derin, üzerine basıp yürümek isteyenler için...  

Yönetmen: Mick DAVIS
Oyuncular: Andy GARCIA
Elsa ZYLBERSTEIN
Omid DJILALI

  Modigliani'yi daha iyi anlayabilmek için Mick DAVIS'in filmini de kaçırmamak gerek. 


"Ruhunu görebildiğimde, gözlerini de çizeceğim”