26 Nisan 2015 Pazar

700 YILLIK OSMANLI KÖYÜ; CUMALIKIZIK

"Bir Şehri; kahverengi yol tabelalarını takip edip, yolun ne kadar uzadığı ile değil, neler görüldüğü ile tarifleyen Şehirkoliklerdenseniz" istikamet Trilye'den önce Cumalıkızık Köyü ve Mudanya olmalıdır.

Fotoğraf tutkunları için Bursa-Cumalıkızık Köyü çok fotojenik, sonsuz seçenek sunuyor Köydeki renkli görüntüler, dokusunu koruyarak bugünlere gelmiş eski bir Osmanlı Köyü aslında. Uludağ'ın eteklerindeki vadilere kurulan Köylere "kızık" adı veriliyor, Osmanlı'nın kurucusu Osman Bey'in köyün bir cuma günü kurulması nedeniyle Köye "Cumalıkızık" adını verdiği söyleniyor ama, bir başka söylentiye göre ise diğer kızık köyü erkeklerinin cuma namazına bu köye gelmesi ile adını aldığı yönünde.

UNESCO'nun Koruması altındaki köyde, Osmanlı mimarisinin en güzel örnekleri olan 270'e yakın ev ve köy merkezinde bir de müze bulunuyor. Köyün girişinden itibaren Köylü Kadınlar tezgahları ile karşılıyor sizi, bir de sıcak ilgi ve kocaman gülümsemeleri var adımınızı atar atmaz sundukları. 






Tarihi Köy Kahvesi 









Kimi tezgahta ev yapımı reçeller, tarhanalar, erişteler, kimi tezgahta el oyması ağaç işleri, kimi tezgahta göz nuru atkılar, şallar, bebek patikleri ve illaki buzdolabı magnetleri.

Bütün tezgahlardaki ürünlere ilgi göstermek gerek, hepsi köy ahalisinin el emeği, göz nuru, kadınlı erkekli.

  






Evlerin büyük kısmında kahvaltı dahil, çeşitli seçeneklerle köy lezzetlerini tadabilir ya da kahve veya çay molası vererek evlerin dokusunu daha yakından görme imkanı bulabilirsiniz. Zaten hamur işi kokuları sizi kendine çekeceğinden "Patlıcanlı Gözleme" ve "Tahinli Çörek" yemenizi özellikle öneriyorum. 

Daracık parke döşeli sokaklarda, 1300'lü yıllardan beri birbirlerine yaslanmış ve birbirlerinden güç almış evler rengarenk; sarı, pembe, mavi, yeşil, kimi cumbalı, kiminin penceresi kafesli, kimi yıllara yenilmiş, kimi yaşlansa da eskimemiş, bazılarının kapısında sapsarı bir traktör, kiminin duvarını çiçeklerle bezenmiş şallar güzelleştirmekte ve çoğunun dövme demirden yapılmış kapı tokmakları ve kulpları ise sanki Osmanlı olduklarının ispatı.






Alt katları dükkan olan Evlerin bir kısmında satılan doğal ürünlerin başında kestane çiçeği geliyor ki- sinüzit için birebir olduğunu anlattı satın aldığımız dükkandaki yaşlı nine.


Evlerin resimlerini çeke çeke dolaşırken "Kadınlar Derneği" görmek içime umut dolduruyor ve bu bilince ermiş bir "Köy Ahalisi" gelecekte daha güzel şeylerin yapılacağının teminatı oluyor.

  

Rengarenk bir köy "Cumalıkızık", rengarenk "köy ahalisi" ile görülmezse yaşamda hep bir eksik kalınacaklardan.

Aslında bir gün ayırmak gerek Osmanlı'nın ayakizlerini ararken kaybolmak için, aklımız kala kala biniyoruz arabaya, çünkü sadece 2 günümüz ve gideceğimiz çok yer var. Osmanlı'ya veda edip, buram buram Cumhuriyet kokan Mudanya'ya doğru yol almaya başlıyoruz...  

***Fotoğraflar ;  nAifce tarafından 23-24 Nisan 2015 Tarihinde Cumalıkızık’da çekilmiştir...

CUMHURİYET TARİHİMİZE İMZA ATAN KASABA ; MUDANYA


Aklımız kalarak ayrıldığımız Cumalıkızık’tan istikamet Mudanya, araları yaklaşık 36 km.

Mudanya, Kurtuluş Savaşının önemli kilometre taşlarından biri. 

Savaş bitiminde Türk Hükümeti adına "Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü" ile İtilaf Devletleri Komutanlarının 3-11 Ekim 1922 arasında Mudanya'daki uzlaşması ile 14 maddelik Mudanya Bırakışması imzalanıyor ve bu güzel Kasaba Cumhuriyet tarihindeki yerini böylece almış oluyor. 


Mütareke Anıtı; Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Mudanya Bırakışmasının imzalanması sonrasında İsmet İnönü'ye teşekkürleri.

Mudanya Bırakışması'nın imzalandığı Bina


Cumhuriyet'in parlayan yıldızlarından Mudanya, Eski Rum Evleri ile de ziyaretine gelenlere görsel bir ziyafet sunuyor.









Hayat, her zaman bir yolunu bulur...

Şimdilerde Otel olarak kullanılan Eski Gar Binası 

Rum evleri sokağında dolaşıp, Mudanya'ya ait hatıra eşya alışverişi de yaptıktan sonra kahve molası için Eski Mudanya Tren İstasyonunun otele dönüştürülmesi ile hizmet vermekte olan Montania Hotel'deki La Gare Restaurant Cafe'de soluklanıyoruz. La Gare Cafe, Eski Rum Evleri mahallesinin tam aksi istikametinde ve son derece hoş dekore edilmiş. Tren kompartımanı şeklinde yapılmış oturma bölümlerinde duvarlarda trenler ve Gar'a ait eski fotoğraflar asılı. Kahvelerimizi yudum yudum içerek La Gare Cafe'nin tadını çıkartıyoruz.  





Mudanya'dan da ayrılmak istemiyoruz ama Trilye bizi bekliyor, 23 Nisan olmasının getirdiği coşku ile her yerde Atatürk posterleri ve Türk Bayrakları ile donatılmış Mudanya'ya el sallıyor ve yeniden düşüyoruz yollara… 


***Fotoğraflar ;  nAifce tarafından 23-24 Nisan 2015 Tarihinde Cumalıkızık, Mudanya, Trilye ve Eski Karaağaç Köyünde çekilmiştir...