23 Ocak 2016 Cumartesi

CITTASLOW YANİ SAKİN ŞEHİRLER

Budapeşte seyahatimin fotoğraflarını tasnifleyip, yazısının son şeklini vermekle meşgul olduğum bu cumartesi gününde nihayet Ocak ayının seyahat dergilerini de okuma fırsatı buldum Ocak ayı bitmeye yüz tutmuşken :)



Food and Travel'i bitirdiğimde bir kez daha hafif huysuzca Şehirkolikleri bekleyen ne çok “yer" olduğunu düşündüm.

Aslında her yolculuk bir tek adımla başlıyor; "Karar verme adımını atmanızla" 
Nasıl bir seyahat istediğinize karar verdikten sonrası çorap söküğü gibi geliyor. 

"Karar vermek her zaman sonuca ulaşmak” değil midir zaten!
 
Yavaşlamak için Cittaslow'luğu tescil edilmiş -yavaş şehirlerin amblemleri salyangoz bu arada- bir seçim yapabilirsiniz örneğin :))



Cittaslow Mudurnu yada Akyaka sizi zamanın içinden çıkartacak ve sakinleştirip, yavaşlatacaktır beklentiniz sakin ve yavaş zamanlarsa. Bazen koşturup dururken unuttuğumuz nefesi aldığımızı hissedip, gökyüzünün mavi olduğunu görmemiz için durmamız gerekiyor aslında, hem de aniden... 

Ya da hayalini kurduğunuz "Afrika'da Başka Yaşamları Fotoğraflamanızın" zamanıdır, belki Uzak Doğu’nun sokak tatlarını deneyimlemek isteyip ertelemektesiniz, daha fazla ertelemeden verin işte kararınızı.  

Başka şehirler, başka yaşamlar-değişik kültürler, yeni kararlar ve “kendinizin" yenilenmesi, sanırım en önemlisi yenilenmek... 

İyi Haftasonları

  Not: Meraklısı için... http://www.cittaslow.org/search/tag/assembly
        

10 Ocak 2016 Pazar

KOLEKSİYON TUTKUSU

  
Paris Disneyland Seyahatinde bavulumda yer bulan Alaaddin’in Sihirli Lambası

Porselen, kemik, metal veya cam, materyali ne olursa olsun yüksükleri genellikle seyahatlerimde, gittiğim şehirlerden topluyorum, moda merkezi Paris'ten giysi almak yerine onlarca porselen yüksük alarak dönüyorum ya da Dubai'de saatlerce bir yüksük bulmak için harcadığım çaba nedeniyle abra'larla dolaşmaya zamanım kalmıyor, kendim bulamazsam o şehre giden arkadaşlarıma sipariş ediyorum illa :)) Koleksiyoner olmak böyle bir tutku işte. 

İnternetten alışveriş hayatımızın merkezine yerleşince artık işim daha kolaylaştı, dünyanın herhangi bir ülkesinden yüksük sipariş eder oldum gitmeme gerek kalmadan.  

Palyaço temalı porselen yüksüklere ise kesinlikle dayanamıyorum ve görür görmez alıyorum yeter ki İstanbul'a Posta göndersinler.

Yüksükler sayesinde sanal arkadaşlarım oldu bir sürü , kimi İspanya'nin taşrasından, kimi İngiltere'nin başkentinden. En çok Çinli arkadaşlarımla anlıyoruz birbirimizi, onlar da benim gibi İngilizce yetersiz kaldıysa Almanca o da yetmezse Fransızca yine de olmuyorsa Çince anlatıyorlar dertlerini ya da benden Türkçe öğreniyorlar. Yuvarlanıp gidiyoruz ama onlar yüksüklerini satıyorlar ben de koleksiyonumu büyütüyorum. Sanal dostlarımı seviyorum, onlar da beni sıkı bir koleksiyoner olarak görüp eteklerindeki bütün yüksükleri döküyorlar ortalığa. Hatta zaman zaman anneannelerinin dikiş kutusundan gizlice (ç)-alarak bana sattıklarından şüpheleniyorum :)

Bir de kalıcı dostum var artık Ankara’dan, kendisi gerçek bir melek, zarif ve naif, Yüksük koleksiyoncusu, tanımasaydım bir eksik kalırdım dediğim sevgili bulutgolgesi@blogspot.com aklına estikçe koleksiyonuma eklemeler yapmakta, hayatıma da. Paylaştığımız tadına doyulmaz hikayelerimiz ve sırlarımız var :)) 



Bir süre sonra koleksiyonda hikayeler oluşmaya başlıyor, nereden alındığı, kiminle iken alındığı, veya kimin nereden alıp hediye ettiği ile bağlı olarak.
Portekiz’e giden halalarımın aldığı Kaptan, Dostlarım Melodi & Gülgün & Candan’ın Dubai’den getirdiği Arap figür, Sevgili erikhirsizi@blogspot.com‘nun gittiği her ülkeden taşıdığı yüksükler, kızımın arkadaşlarının seyahatten dönerken bavullarında yer bulan hediyelik yüksükler ve bir sabah iş yerinde başka bir koleksiyoner arkadaşımın masama bıraktığı yıllardır aradığım erkek terzi yüksüğü (kendisinin 3000 adete yakın plak koleksiyonu var)
.                                                              
Meksikadan gelen terra cotta kadın ve erkek figürlü yüksükler 

Kar çok yakışmış yüksüklere 

Kızımın sevdiği abur cuburlar olmazsa olur mu ? 

  
erikhirsizi@blogspot.com Amerika’dan ve Roma’dan getirdiği yüksükler

Mickey ve Donald Duck olmadan olmaz :))

Masal kahramanları baş köşede 

60’lar 70’ler 80’ler 90’lar … Bu kızlar çok havalı :))

Aile büyüklerinin hepsinin yüksükleri koleksiyonuma 
katıldı

İstanbul Yüksüklerinin çoğunu Bodrum’da buldum :)) 

Yüksük Koleksiyonum, yakın çevremin de ilgiyle izlediği bir koleksiyon oldu. Ailem ve arkadaşlarım ve hatta aile üyelerimin arkadaşları -evet kesinlikle arkadaşlarımın arkadaşları bile- seyahatlerinden dönüşlerinde kendilerine birşeyler almak yerine bana yüksük getiriyorlar. Sonra yüksükleri vermek için buluşuyoruz, bu keyifli bir çay partisine dönüşüyor. Ben de elimden geldiğince iyi demlenmiş bergamotlu çay ve leziz elmalı turta sunmaya özen gösteriyorum ki - yüksükleri vermekten vazgeçmesinler :))