26 Ağustos 2012 Pazar

YÜREĞİMDE TAŞIDIĞIM ŞEHİRLER ; AMSTERDAM

AMSTERDAM 
Edepsiz , sınır tanımaz ama , her sınır tanımayan gibi capcanlı , dinamik , ne dişi , ne erkek , hem dişi - hem erkek , gününü gün ederken , geceyi yaşamayı da seven , estetik ve entellektüel , sevgiden çok aşktan anlayan ve aşktan yana tavrı olan AMSTERDAM . Neşeli , uçarı , insancıl , nerede akşam orada sabah , özgür ruhlu , aklı beş karış havada AMSTERDAM . Yolunu kaybedenlerden çok , nereye gittiğini bilenlerin buluştuğu kent . Lale renkli , lavanta kokulu , kimseyi reddetmeyen bu kenti siz de reddedemiyor ve aşkına karşılık veriyorsunuz , ateşli sarılmanızla .



Her sokağını içinize çekiyorsunuz öpücüklere boğarak . Yetmiyor , yüreğinizde varolan şehirleri söküp atıp , kuvvetlice AMSTERDAM'ı yapıştırıyorsunuz damarlarınıza !!! O kadar yetmiyor ki ne yaparsanız yapın , karar veriyorsunuz en kısa zamanda tekrar gelmeye bu şehre . Hem de uçağınız henüz havalanmaya bile başlamadan . Bu şehir bir kez daha gelmenizi emrediyor , gel sevişelim diyor hem gündüz , hem gece , hem ayışığı sonatıyla , hem gökkuşağı  aydınlığında . Yağmur da yağsa , güneş teninizde yaralar da açsa , yetemiyorsunuz . Kırmızı ile çizilemiyor bu şehir haritada . Bu şehir , insancıllığı , çiçekleri , müzeleri , pozitif enerjisi , bisikletli insanları , elmalı turtası , karnaval sesleri , ressamları , kraliçesi , peynirleri ve peynir için aksesuarları , "coffee shop"ları , kanalları , romantikliği , tahta ayakkabıları ve "pancake"leri ile taht kurmakta "Şehirkolik Seyyahların rotasında"