4 Ocak 2015 Pazar

AVRUPA'nın MASAL ŞEHRİ ; PRAG


Öncelikle Prag, Karlovy Vary ve -özellikle- Terezin'de, paylaştığı eşsiz bilgiler nedeniyle Rehberimiz Çetin Altan ŞEYNOVA'ya bir kez de nAifcaracılığı ile teşekkür etmek istiyorum.


Onun anlatımı ile Prag daha Gotik, Karlovy Vary daha sanatsal ve ne yazık ki Terezin daha hüzünlü yerlerini aldılar anılarımda. 


Vaclav Havel Havaalanında başlayan Prag macerasının ilk durağı Prag Kalesi ve buradaki en önemli ziyaret Aziz Vitus Katedraline yapılmaktadır. Aziz Vitus Katedralinin pek çok açıdan önemi vardır ve hemen her Prag gezi yazısında bu konuda bilgiler verilmektedir ancak Şehirkolikler açısından Aziz Vitus Katedrali "Gargoyle ve Vitraydır".
 
Gargoyleler malum su oluklarındaki suyu tahliye etmek amacıyla gotik mimaride kullanılan korkunç görünümlü mitolojik varlıklar ve Aziz Vitus Katedralinin Gargoyleleri örneklerinin en iyilerinden.  


Katedraldeki muazzam Vitraylar da görenleri kendisine hayran bırakmaktalar ama


Yeni Sanat  ( Art Nouveau) akımının öncüsü Çek sanatçı Alfons Maria Mucha'nın yaptığı vitraylar "Şehrin eski yeni kimliğini arayan şehirkolikler için" en fotojenik kısmı Aziz Vitus Katedralinin.  

Alfons Maria Mucha 

Cumhurbaşkanlığı konutu ve "Altın Yol" sokağı da kalenin içinde yeralmakta. Altın yol, minyatür evlerin bulunduğu -evlerin çoğu şimdilerde müze ve dükkan olarak kullanılmakta- oldukça eğlenceli bir sokak ve No:22'deki naif, mavi boyalı evde bir süre Franz KAFKA'nın yaşamış olması Şehirkolikler için bu sokağı Prag'ın olmazsa olmazlarından biri haline getirmekte. 

No:22 - Franz KAFKA'nın Kızkardeşi ile birlikte yaşadığı Ev

Altın yolun başlangıcında yer alan Ev ise; Şövalyelere ait Müzeye dönüştürülmüş durumda, Şövalyeliğe ait ne varsa sergileniyor,  kimi komik, kimi ürkütücü, ama, hepsi çok tarihsel. 






Kaleden Küçük Mahalleye ve aynı zamanda Charles Köprüsüne doğru inen yol üzerinde bulunan Oyuncak Müzesi ise "zamana yenik düşmeyen çocukların" uğrak yeri.






Neler yok ki oyuncak müzesinde; eskiler, yeniler, antika taş bebekler, demodeler, çok modalar, balerinler ve nutcrackerlar, illa bebek evleri (Sunay AKIN'ın İstanbul Oyuncak Müzesindekiler kadar olamasa da) :) 
Özel olarak sergilenen Barbie ise sadece küçük Hanımefendiler için değil, gezen herkes için çok hoş, çok renkli, çok zarif ve çok kronolojik.

Küçük Mahallede bir yol var ki eğer yanan ışık kırmızı ise bu yola giremezsiniz çünkü, karşı taraftan bir yaya geliyordur, ışık yeşil olduğunda yol sizindir. Dünyanın en dar yolu olduğu ve tek kişi yürüyebildiği için ışık koymak suretiyle çözüm bulmuş Çekler bu zor duruma :))


Işık yeşil yanınca geçen Yayalar

Dünyanın Trafik ışığı ile yönetilen tek yaya yolunun sol tarafına doğru giderseniz KAFKA Müzesine ulaşırsınız. Müzenin girişinde Heykeltraş David CERNY'nin Çek Haritası şeklinde havuza çişini yapan 2 adam heykeli var. 


David CHERNY'nin Çek haritasına çişini yapan Adamları
 
Kafka Müzesinin Dükkanında Kafka ve Prag'a ait oldukça iyi Yayın ve Objeler bulabilirsiniz.


Franz KAFKA eserlerini Almanca yazdığı ve yaşarken asla yayınlamadığı için olsa gerek biraz buruk Prag, bütün dünyanın eserleri karşısında saygı duruşunda bulunduğu bu hastalıklı oğluna karşı.

Çek Heykeltraş David Cherny'den de biraz bahsetmek gerek, Prag'ı atölyesi olarak kullanıp, şehre aklına estiğince heykellerini yerleştiren David Cherny, Gotik Prag'da aykırı izler bırakmakta. Eski bir sovyet tankını pembeye boyamasından tutun da, protesto için Vltava nehrinde Cumhurbaşkanlığı sarayına doğru yüzdürdüğü dev orta parmak heykeline kadar biraz terbiyesiz, biraz yaramaz, ama hepsinde zeka örneği sergileyen Cherny'nin şehirde nerede karşınıza çıkacağını asla tahmin edemezsiniz, Cumhuriyet meydanı (Namesti Republic) yakınlarındaki otelinize dönerken de karşılaşabilirsiniz

David CHERNY

bir pasajı dolaşırken de (Lucerna Pasajında ters duran atın üzerinde oturan ve başaşağı duran Bohemia Kralı Charles'ın heykeli gibi) dolayısıyla Prag'da dolaşırken David Cherny'nin izlerini arayarak dolaşmalısınız, bir eli ile çatıya tutunarak havada asılı duran Sigmund FREUD ara sokaklardan birinde karşınıza çıkabilir çünkü... 

Köprüye çıkan yolun üzerinde bulunan (3 Devekuşu Otelinin önünde)
antika havagazı Lambası

Üç Devekuşu Otelinin Levhası
Üç Devekuşu Oteli Nazım Hikmet'in de kaldığı oteldir 

Zaten Prag Açık Hava Müzesi olduğundan gördüklerinizin tamamının bir masalı var, yanından geçip gittiğiniz sokak lambası aslında dünyanın en eski havagazı lambalarından biri olabilir örneğin...
 
 Ve Charles Köprüsü (Charles Bridge) yada Karluv Most

Prag'ın en renkli görüntüleri bu Köprüde sizi beklemekte , en başta heykeller, hikayeleri ve turistler uğur getireceğine inanıp dokunduğu için parıldamış olan çeşitli uzuvları, müzik yapanlar, dilenenler, en çok Japon Turistler, küçük sehpalarda hayallerini satan Satıcılar

Heykeldeki Osmanlı Paşasına dikkat, arkada duran
elinde kırbaç taşıyor, Osmanlıdan korkuyorlarmış birazcık anlaşılan :))
 
  
Köprü üzerindeki seyyar Elişi ürünler satan tezgahlardan biri


Uğur sayıldığı için dokunulmaktan parlamış olan Jan Nepomuk'un heykeli
 
Köprü üzerinde bulunan 30 heykelden birkaçına uğur getireceğine inanıldığı için turistlerce dilek tutulup dokunulmakta ama, asıl dokunacağınız heykel Jan Nepomuk'un bu heykeli olmalı, sağ elinizle heykele dokunup, yerde duran ve basılmaktan parlayan düğmeye de sağ ayağınızla basıp, Prag'a bir daha gelmeyi dilerseniz, bu dileğiniz en kısa zamanda kabul olacaktır... 

Köprüden ilginç manzaralar

Karluv Most'tan sonraki durak Astrolojik Saat


Astrolojik Saat, Charles Köprüsü ile birlikte Prag'ın diğer sembolü. Her saat başı hareket eden 12 havariyi görmek için toplanan kalabalık turist grubu, ne olup bittiğini anlayamadan horozun ötmesi ile gösteri bir anda bitince; biraz hayalkırıklığı, biraz öfke -kalabalık yüzünden yeterli ve kaliteli fotoğraf çekemediği için- ve biraz da yine kalabalıkta birşeylerini çaldırmış olabileceği endişesi ile sağını solunu kontrol ederek meydandan ayrılırken "Şehri efsanelerini takip ederek keşfetmeyi sever Şehirkolikler" Astrolojik saatin Gezegenimizde işler vaziyetteki en eski saat olmasından, saati yapan Jan Ruze (ya da bilinen adı ile Hanuş Usta'nın) gözlerinin mil çekilerek kör edilmesinden, bir de saatteki sabit kuklalardan birinin zevk ve sefa düşkünü olarak Osmanlı'yı sembolize etmesinden çok etkilenip bir süre daha saati seyretmeye devam etmektedir...  

Astrolojik saat Eski Şehir Meydanının baş köşesine kurulduğundan konaklayacağınız her gün "saat başı" ritüeline tanıklık edeceksiniz ister istemez...

Elinde mandolin çalarken görülen kukla
zevk-i sefa halindeki Osmanlı'yı tariflemekte
hayatın olumsuz örneklemesi olarak

Eski Şehir Meydanına en yakışan Eski ise Gotik Kilise TYN. 

Prag'ı masal şehri yapan görüntüsü ile TYN kilisesi, Adem ile Havva'nın masalını anlatmakta asimetrik Kulelerinden Ademoğullarına ve Havvakızlarına... 



Eski Şehir Meydanında bulunan cafe ve restaurantlar (turistik olduğu için biraz daha pahalı olmakla birlikte) kahve eşliğinde dinlenmek ve görüntünün keyfini çıkartmak 
için iyi bir seçenek.

Ancak "Dinlenmek için bir şehrin sürgünde yaşayan Ozanını arayan Şehirkoliklerdenseniz" soluklanacağınız yer Kavarna Slavia olmalıdır, Nazım'ın ayak izine basabilmek için...


Victor OLIVA'nın Nazım'ı anlattığı söylenen yağlıboya tablosu 


Kavarna Slavia, Ulusal Tiyatro Binasının tam karşısında, Karluv Most'un sol tarafında ve yürüyüş mesafesinde. Ancak, garsonlarına Nazım'la buluşmaya geldiğinizi ve Nazım'ı nerede bulacağınızı sorup, boşu boşuna derdinizi anlatmaya çalışmayın, maalesef bilmiyorlar Nazım'ın kim olduğunu, en azından benim sorduğum garson bilmiyordu... Bu arada yeri gelmişken Kitapçılarda alışveriş arabası kullanarak Kitap ve müzik CD'si aldıklarını hatırlatıp, % 99.9 okuma-yazma oranı ile Dünyanın en çok okuyan Uluslarının başında geldiklerini belirtmeliyim Çekler'in. Yine de Nazım'ı duvar duvar, masa masa dolaşıp bulmak durumunda kalacaksınız. Üstelik resmin yanında kim olduğu yazılı olduğu halde garsonun bilmemesine şaşırarak...(Bulmanızı kolaylaştırmak için Cafenin ana girişinden girdikten sonra Vltava nehrine yüzünüzü verip dümdüz masaların arasından yürüyün, piyano çalan müzisyeni geçin, sağdaki birkaç basamaklı bölüme çıkın ve birkaç masa sonraki kolon duvarda sizi bekliyor olacaktır şair Nazım Hikmet, bir de Nazım'la ilişkilendirilen yağlı boya bir tablo var duvarda, Nazım'ın hüznünü resmettiği söylenen Ressam Victor OLIVA ressamı bu tablonun)    

Kavarna Slavia'nın Elmalı Strudeli

Kavarna Slavia'da kahve ve Elmalı Strudel molası vermeyi unutmayın! 

Prag'da Popüler Kültürün en neşeli Müzelerinden Madam Tussaud Mumya Müzesi olduğunu da hatırlattıktan sonra Hard Rock Cafe Prag'ı da unutmamanızı ve hediyeliklerin bir kısmını Hard Rock Cafeden almanızı öneriyorum .

Prag'da; bu masaldaki kötünün 40 yıl hüküm süren Sovyet Rusya olduğunu hatırlamanız için 1969 yılında Sovyet tankları Prag'a girince protesto ve direniş için kendini yakarak "Birinci Meşale" olan Prag Üniversitesi Tarih ve Siyasal Ekonomi Öğrencisi Jan PALACH'ın ve birkaç hafta sonra aynı yerde yine kendini yakan Teknik Üniversite öğrencisi Jan Zajic'in yandıkları yerde üzerinde isimleri ile "Komünizm kurbanları anısına" yazan siyah plaketin yer aldığı Wenceslas Meydanını da dolaşmalısınız, alışverişkolik olmadığınız halde. 
Sovyet tanklarının şehre girişine karşı direnişin simgesi olan ve Ulusal Müzenin bulunduğu bu meydan artık Prag'ın en lüks alışveriş caddesi çünkü! 
Prag'da bir de Komünizm Müzesi mevcut-ki  Sovyet'lerin bıraktığı izleri unutmamak ve unutturmamak adına...


Genç Direnişin bir başka simgesi de John Lennon duvarı



Komünizmden bunalan gençlik için John Lennon'ın öldürülmesi bir çıkış yolu olmuş özgürlük ve direniş adına... 

Bu duvar Prag'ın yeni yüzlerinden biri ama, bu yenilerin içinde bir tanesi var ki Prag'ın Masal görüntüsüne inat selamlıyor önünden geleni geçeni her gün.

Ünlü mimar Frank GEHRY ile Çek mimar Vlado MILUNIC'in tasarladığı "Ginger ve Fred" yada "Dans eden Ev" yada "Sarhoş Ev" diye de adlandırılan bu yapı Prag'ın ikinci bölgesinde ve en üst katında bir Fransız Restaurantı bulunmakta.

Ginger ve Fred'i fotoğrafladıktan sonra ikinci bölgenin içlerine doğru yürürseniz sol taraftaki binalardan birinin duvarında kurşun izlerini ve pencerenin kenarına bırakılmış taze çiçekleri göreceksiniz. Bu kurşunlar, Nazi kurşunlarıdır ve direnişçiler Jan KUBIS ve Jozef GABCIK'e sıkılmıştır, Nazilerin beyni Reinhard HEYDRICH'e suikat düzenleyip öldürdükleri için Nazilerin intikam kurşunlarıdır duvardakiler kısaca. ("Prag'da Nazi kurşunları" adı altında bu konuyu daha ayrıntılı olarak yayınlayacağım nAifce'de)  

 İkinci bölgede dolaşırken restaurant U-Kalica'ya gitmezseniz, Aslan Asker Svejk'ın müzikli gösterisini kaçırmış olursunuz.U-Kalicha geleneksel bir Çek Restaurantı. Masanızı seçip oturduktan sonra (Rezervasyon yaptırıp gittik ancak, pek çok boş masa vardı rezervasyona pek de gerek  yok sanırım) masamıza gelen garson hanım hangi ülkeden geldiğimizi sordu, bozularak İstanbul'dan geldiğimizi söyledik, ne alaka diye düşünürken garson elinde Türkçe menü ile geldi, alakasını anladık böylece :))


"Şehrin kahramanlarıyla şehirde zaman geçirmeyi seven Şehirkoliklerdenseniz" 
U-Kalicha'da Svejk kostümlü müzisyenlerin renkli görüntüleri ve  müzikleri eşliğinde yiyeceğiniz yemek, Prag'daki güzel anılardan biri olarak yerini alacaktır gelecekte... 



Prag Masalında dolaşırken heryerde karşınıza çıkacak olan Kuklalar, gününüzü daha keyifli hale getirecektir :))





 Kuklalardan biri gözlerinizin içine o kadar ben buradayım diyerek bakacaktır ki - otele dönerken elinizdeki alışveriş torbalarından birinde Prag'dan İstanbul'a (ya da sizin şehriniz neresiyse) gideceği günü bekliyor olacaktır :))

Bu defa İstanbul'a gelen Sancho Pancho oldu,
çünkü Don Quixoite İstanbul'da onu bekliyordu...

Önceki yıllarda İstanbul'a gelen ve değirmenlerle
savaşmak için Sancho Pancho'yu bekleyen
Don Quixoite :)

Prag, yazdıkça çoğalan bir şehir. Daha anlatacak bir dolu masalı var. 
Henüz Yahudi Bölgesini anlatmadım, Golem'i, Prag'da işbaşındaki Nazileri, öğlen yemeklerini geçiştirip akşam yemeklerini canlı Jazz yapanlar eşliğinde nerede yiyebileceğinizi, Eurolarınızı Korunaya en iyi nerede çevirebileceğinizi, Senotonun karşısındaki duvarı ve anlamını, müzikte Smetana ve Dvorak'ı, resimde Alfons Maria Mucha'yı, Prag'da evlerin numaralarla değil resimlerle adlandırıldığını, Karlovy Vary, Terezin ve Dresden'deki kayboluşları ve daha başka masal içinde masalları... 
Bir sonra bunlar olacak paylaşacaklarım.

Dünyayı karış karış dolaşmanız dileğiyle...

***Fotoğraflar ;  nAifce tarafından 2014 Aralık Ayında Prag, Karlovy Vary, Terezin ve Dresden'de çekilmiştir ...

4 yorum:

  1. sayende, bir sürü ilginç bilgi, bir sürü hoş fotoğraf seyahatseverlerle buluştu nAifce. bedenine sağlık ki gezmeye devam et, ruhuna sağlık ki yazmaya devam et. devamını sabırsızlıkla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler bu yüreklendirici yorumların için "birkaç tahtası eksik Pinokyo". Her bir karış toprağının hikayesi yazılmalı yeryüzünün, gezelim ve yazalım...

      Sil
  2. Bana ne iyi geliyor anlattıkların bilsen...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler sevgili Arkadaşım... Sen de bana iyi geliyorsun her bir cümlen ile...

      Sil