Kışını çok sevdiğim Abant'ın Sonbaharını fotoğraflamaktı amacım, düştüm yollara. "Şehrin izini yöresel tatlarının kokusunda sürmeyi seven bir Şehirkolik" olarak Abant'ın yol boyu olmazsa olmazı Bolu Dağı'nı tırmanmak hiç kuşkusuz.
Birincisini tamamladığımda Abant'ın renklerini ve seslerini yaşamak çok daha büyük keyif vermekte.
Karlar altındaki Abant görsel olarak büyük bir ziyafettir konukları için. Buz tutan göl, dalları kardan eğilmiş karlı çam ağaçları, battaniyelere sarınmış insanları dolaştıran Faytonlar, sahlep yada şöminede sucuk-sıcak şarap, rengarenk şapkalar, atkılar, eldivenler, bir de otellerin önünde mutlu mesut geleni geçeni havuç burnu ile selamlayan kardanadamlar...
Sonbahar bu ritüelleri sunmuyor ama, doğanın kış hazırlığı ve Abant'ın sesleri o kadar etkileyici ki, illa kış olması gerekmiyor Abant'ı yaşamak için, hatta, bir kez de sonbaharını yaşamak gerekiyor. Doğa; sonbahar renklerini ve desenlerini yaymış etrafa, gelene geçene dağıtıyor fitürsuzca.
Neler takılmıyor ki objektife
Minicik bir kurbağa yavrusunu ürkütmeden basıyorum deklanşöre,
Yiyecek bulma umuduyla yanıma yaklaşan bir anne köpeğide çekince
kuşburnunun peşine takılıyorum, kuşburnu bütün cazibesiyle poz veriyor,
Ördekler ve Nilüferler çoktan hazır Kışa, göl buz tuttuğunda ne yapacaklarını biliyorlar ve sakince gelmesini bekliyorlar,
Arada sırada Abant'ın sessizliğini bozan Ağaçkakan'ı bulamıyorum bir tek bütün aramalarıma rağmen.
Sonbahar Abant'ı başka renklerle sarıyor sarmalıyor, biraz yaz renklerine takılıyor gözünüz sağda solda Tabiat ananın unuttuğu ama, Abant Ulusal Parkında; Göl ürperip titremeye başlamış, Kuşburnu Kış çayları için yemişlerini vermiş çoktan, odun kokusu hakim havada ve illa kazak gerekiyor dolaşırken, bir de sıcak bir fincan tarçınlı sahlep...
***Fotoğraflar ; nAifce tarafından 29 Eylül 2014 yılında Abant Tabiat Parkında çekilmiştir ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder