Bükreş Parlamento Binası ve Noel Pazarı
Aralık ayı geldiğinde noel pazarlarını dolaşmayı seven bir şehirkolik olarak bu sefer Bükreş'e karar kıldım. Balkanların naif halkı nasıl kutluyordu bakalım Noel'i?
Doğunun Paris'i diye tariflenen Bükreş bir yandan binaları ve caddeleri ile bu tanımlamayı kesinlikle hak ediyor ama bir taraftan da Nicolae Ceauşescu'nun diktatörlüğünün izlerini en azından okuduğunuz ve dinlediğiniz hikayelerde anlatılanları bulmaya çalışıyorsunuz aynı caddelerde, binalarda ve tabii bütün görkemi ile Bükreş Parlamento binasında.
Doğunun Paris'i diye tariflenen Bükreş bir yandan binaları ve caddeleri ile bu tanımlamayı kesinlikle hak ediyor ama bir taraftan da Nicolae Ceauşescu'nun diktatörlüğünün izlerini en azından okuduğunuz ve dinlediğiniz hikayelerde anlatılanları bulmaya çalışıyorsunuz aynı caddelerde, binalarda ve tabii bütün görkemi ile Bükreş Parlamento binasında.
Bükreş Parlamento Binasının yapımında Ceauşesku'nun öyle diktatörce verilmiş kararları var ki -Bükreş'in geçmişini yıkan yok eden- sempati duyamıyorum bir türlü, bu yüzden en fazla yakınlaşmam Noel pazarının giriş kapısından fotoğraflamak oluyor.
İçlerinde Kilise ve Sinegog da olmak üzere yaklaşık 30.000 tarihi yapı yıkılarak inşa ediliyor Parlamento örneğin. Dünyanın en büyük ikinci idari binası, Pentagondan sonraki ve Ceauşescu bittiğini göremeden de Elena ile birlikte idam ediliyor. Romen halkı Casa Poporului-Halkın Evi- diye adlandırıyor, resmi adı ise Casa Republicii yani Cumhuriyet Evi.
Zaten farklı bir amaçla Bükreş'e geldim, Parlamento binasına bakan kapısından giriyorum hemen Bükreş Noel Pazarına. Romenler gerçekten Balkanların naif halkı. Tezgahların büyük çoğunluğunda el işi ürünler var.
Klasik Nakışlı Romen Bluzları
Romanya'ya gelip almadan dönemeyeceğiniz kadar etnik , bohem ve tarz olan bu bluzlar Romen folklorunun bir parçası aslında ve "İe" olarak adlandırılıyor, bir bluzun el işçiliği ile yapımı yaklaşık 3 hafta kadar sürüyormuş. Romanyadaki eyaletlerin her birinde farklı bir hikayesi olan bluzların ortak özelliği ise keten veya pamuklu kumaştan üretilmeleri ve çiçeklerin desenleri. Bu bluzların tarihçesinde ise 6. yy'da yani Cucuteni - Trypillian kültüründe ilk olarak kullanıldığı yazılı. Geçmişte evli kadınlar yada en yaşlı kadınlar daha sade, basit renk ve desende bluzlar giyerken, en genç ve bekar kızlar ise en süslü ve renkli olanları giyermiş.
Fransız ressam Henri MATISSE'in romen bluzlu kadınları konu olarak işlediği resimleri var yani Romen folklorik bluzlar sanatın içinde de yerini büyük bir ressam ile almış.
Henri Matisse'in fırçasından folklorik Romen bluzlu kadın
Ama Barbie’lerin üzerinde geldikleri en son noktayı gösteriyor geçmişle bugünü birleştirmek için :)
Perdeden buzdolabı süsüne kadar her yerde kullandıkları geleneksel motifleri
Satıcı Romen Hanım oldukça ilgilendi, poz verdi, en güzel bardağı seçti şarap koymak için ve sıcak şarabı doldururken peşimde uzun bir kuyruk oluşmuştu.
Ev yapımı turşular
Ev yapımı kekler, pandispanyalar ve kurabiyeler
Her şey ya bahçeden ya mutfaktan yani ya el işi ya ev yapımı en azından tadına bakmak için dayanılmaz çekici gözüküyor her biri.
Vişneli Kek
Kuru üzüm ve tatlı peynirli turta
Gerçekten görünümleri oldukça cezbedici ev yapımı kekler var ancak her tezgahı hava kararmadan fotoğraflamak adına lezzetlerine bakmadan gördüklerimle yetiniyorum.
Pazarda kesif bir domuz eti kokusu hakim, Bükreş Noel pazarında bugüne kadar gördüğüm en değişik etler satılıyor. Örneğin Babik dedikleri yani ayı eti sucuğu bile satılıyor tezgahlarda. Bu anlamda Veganların bu pazarda dolaşması oldukça zor.
Klasik olarak hediye etmek üzere alınacak buzdolabı magnetlerinin satıldığı tezgahlar ise turistlerin en çok rağbet ettiklerinden hiç kuşkusuz.
Ve yine başrolde körtüs kalacs - odun kömürü ateşinde makaralar üzerine sarılarak pişirilen ve Transilvanya mutfağından çıkıp yayılan hamur tatlısı. Sade olarak seçebileceğiniz gibi, tarçınlı, fındıklı, cevizli, nutellalı ve daha pek çok alternatif ile tadına doyulmaz bir geleneksel lezzet körtüs kalacs. İlk defa Prag Noel Pazarında yemiştim kızımla, sonra Budapeşte'de tadına baktım, Bükreş'te ise esas yeri olduğundan daha da özenerek denedim. Belki ilk defa tattığım içindir bilmiyorum ama en lezzetlisi Prag'da yediğim trdelnik idi yani yolunuz Çekya ve Prag'a düştüğünde sakın ola es geçmeyin derim trdelnikten tatmayı. Damak tadıma en çok uyanı ise tarçınlı olanı elbette.
Yiyecek olarak Mamaliga denedim pazarda. Mamaliga; Romen ve Moldova mutfağında olan bir yemek. Aslında etin, balığın, sebzelerin yanına ekmek yerine servis ediliyor. Mısır unu ile yapılıyor, mamaliga mısır unu püresi kısaca. İtalyanlar da yapıyor ve Polenta oluyor adı İtalyanca, bizim mutfağımızda da yeri var mısır unu püresinin özellikle Karadeniz mutfağında yapılan bu pürenin türkçe adı ise "kaçamak" :))
Bükreş'e yavaş yavaş akşam çökerken ışıkları yanmaya başlıyor çam ağacının ve Noel pazarı ışıkların yanması ile daha hoş bir havaya bürünüyor.
3 günlük seyahatim bitip sevdiğim insanlara dönerken Bükreş'e noel zamanı gelmeseydim şehir ışıksız ve durağan gelirdi muhtemelen diye düşündüm.
Sadece Herastrau parkın ilkbaharını yaşamak harika bir deneyim olabilir-ki bu şu demektir şehirkoliklerin lugatında- ilkbaharda Transilvanya bölgesine gitmeden Herastrau parkı günlük güneşlik yaşayabilmek için Bükreş'e uğramak fena fikir olmayabilir ! :))
*** Fotoğraflar nAifce tarafından 02-04 Aralık 2017'de Bükreş'te çekilmiştir.
Seninle tekrar gezmeye başlamak çok keyifli.... Sen anlat Beyza, ben dinleyeyim :)
YanıtlaSilAklımdaki Bükreş, güzelleşti, şenlikli bir bayram yeri oldu sayende. Teşekkürler, sevgiler.
Teşekkür ederim Sevgili Tülin. Seninle paylaşınca daha güzelleşiyor şehirler , yüksükler , matruşkalar :)
YanıtlaSilHarikasın...
Sevgilerimle,
Harikasınız.
YanıtlaSilCaru’cu bere ‘ de yemeğimizi yerken ;
mağazalar kapanmışmıdır direk uber çağırıp otelimize dönsek mi derken internetteki noel pazarı yazınıza denk geldim.Üstelik tam Romence adını da yazdığınızdan navigasyonla nokta atışı yürüyerek bulduğumuz pazarda harika zaman geçirdik.
Bu akşam çektiğimiz fotoğraflar da geçen yıl sizin çektiklerinizle nerdeyse aynı kareler.O kadar iyi ve gerçekci anlatmışsınız
Süpersiniz.Teşekkürler.