29 Eylül 2014 Pazartesi

ROMA'DA DETAYLAR

Her şehrin bir rengi vardır Şehirkolikler için; İstanbul'un rengi "İçinden deniz geçen şehir olmasıdır yani mavidir". Denizi, martıları, balık ve rakısı vardır tanımlarken, bir de kalabalığı.

Venedik`; "Açık hava Tiyatro sahnesidir", Arlecchino, güvercinler ve karnaval maskları doldurur San Marco meydanını bu hali ile rengarenktir Venedik. 

Paris; "Sonbahardır, trençkot ve şemsiye" birde "şarap ve peynir" Bordo,Gri ve Bej tonları hüküm sürer Paris'de. 

Roma ise "Geçmişi yaşa bugünü yaşarsın nasılsa " der Romakoliklere hergün birkez daha ve Roma'nın rengi mermerdir, çeşmedir, heykeldir bir de Rönesans"

Uçağımız Fiumicino Havaalanına indiğinde Roma'ya bu kadar bağlanacağımı düşünmemiştim doğrusu. Beş günün sonunda ağlayarak ayrıldığım Roma'nın tanımı "Geçmişi bugünde dolaşmak" oldu. 
Girip çıktığım her sokağında önemli bir iz buldum fotoğraf makinamı kullanmak için.

Gelişi güzel girdiğim ara sokaklardan çıkarken fotoğraf makinama sokuşturduğum Roma'nın kıyısı ve köşesi, sonraki günlerde Roma'yı anarken olmazsa olmazlarım oldu...


Bazen bir çeşme takıldı objektifime, bazen mermer bir sokak levhası, Piazza Navona'da güvercinleri besleyenleri geçemedim fotoğraflamadan, kapılar, pencereler, binaların cepheleri ve tabii Rönesans sanatçıları ile Romalılara ait kareler de geldi makinamla İstanbul'a.      




Bir ayağa bağlanıverdim görür görmez 

Geçmişi; Büyüklüğü ile ters orantılı olan Roma, şehir mobilyası olarak Rönesans'ın en büyük heykeltraşlarının eserlerini kullanmakta pervasızca.
Avuç içi kadar şehir, en büyük ressam ve heykeltraşların yanında, bir de dünyanın en küçük Ülkesini büyütüyor anne şefkati ile hergün, Hristiyan Katoliklerinin de dini merkezi olan Vatikan, bir şehirde yaşayan ilk ve tek Ülke :))




Piazza delle Minerva'daki Heykeltraş Bernini'nin sırtında dikilitaş taşıyan Fil'i Meydanı Doğu'lu ve Gizemli bir hale getiriyor.




Piazza Navona'daki yine aynı Heykeltraş Bernini tarafından yapılan Fontana dei Quattro (Dört Nehir),  Çeşmesi de,


Güvercinler ve güvencinleri besleyen Romalı'lar da doluveriyor objektifimden içeriye...


Fontana del Moro'yu kaçırmadan 



Yol üstündeki evlerin kapı tokmakları ilişiyor yanıma yöreme



Kapı tokmakları yerini Kepenklere bıraktığında saymayı unutuyorum kaçıncı pozundayım Roma'nın  :)) 


Basilica Santa Maria degli Angeli e dei Martiri'nin kapısını gördüğüm an zaman duruveriyor adeta, Roma'ya tutulmak için bir neden daha buluyorum, 


sonra bir neden daha,







Sonra bir sürü neden daha ve bu nedenlerin hepsi Fontana di Trevi'nin yakınlarındaki Rustik Pizzacıdan...


Yağmurda ıslanmadan Roma'yı turlamak için oldukça cazip bir seçenek olan Roma'nın faytonlarını bulduğumda başka birşey görmez oluyor gözlerim :))


Taa ki elinde Disney Store çantası taşıyan küçük bir kıza takılana kadar... 

Roma; Çocuklar için de bir hazine barındırıyor, Disney Store!
 
Çocuğu ile Roma'ya gidecek olanlara duyurulur. Nerden alıyorlarsa kokusunu alıyorlar hemen küçük hanımefendiler ve beyefendiler! Roma zamanınızın bir kısmını Disney Store'da geçiriyorsunuz kaçınılmaz olarak tabii bütçenizin de büyük bir kısmını bırakarak...
  




Roma'da Gladyatori seyredilmez de ne seyredilir ?


Zaman Halloween zamanı olunca Roma da balkabağı renklerine bürünüyor doğal olarak...



Hayvanat Bahçesinin Hipopotamı da,


Fili de poz vermekten çekinmiyorlar İstanbul' gelmek için  


kaldığımız otelin aslanları da, Aslanım Roma :))

Roma'da biriktirdiklerim doldu taştı bavulumdan, şehirkolik anılarıydı birçoğu, diğerleri de yerde bulduğum meşe palamutları ve paylaştığım fotoğraflar... 

Roma'nın renginin "Geçmiş" olduğunu düşünüyorum ağlayarak uçağımız havalanırken "İçinden deniz geçen kendi şehrime doğru"
 
***Fotoğraflar ;  nAifce tarafından 2012 yılında Roma'da çekilmiştir ... 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder